Benzetme=
Teşbih (Benzetme) : Anlatımı güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılmasıdır.
Benzetmenin dört öğesi vardır:
1. Benzeyen ( B ) : Özellikçe zayıf olan
2. Kendisine Benzetilen ( KB ) : Özellikçe güçlü olan
3. Benzetme Yönü ( BY ) : Aktarılan özellik
4. Benzetme Edatı ( BE ) : gibi, kadar, sanki, güya, misal, andırmak .
2. Kendisine Benzetilen ( KB ) : Özellikçe güçlü olan
3. Benzetme Yönü ( BY ) : Aktarılan özellik
4. Benzetme Edatı ( BE ) : gibi, kadar, sanki, güya, misal, andırmak .
Bunlardan ilk ikisi benzetmenin asıl öğeleridir. Benzetme yönü ve benzetme edatı yardımcı öğelerdir. Yardımcı öğeler kullanılmadan da benzetme gerçekleştirilebilir.
Adam tilki gibi kurnaz
Burak arslan gibi kuvvetlidir.
Benzeyen: Burak
Benzeyen: Burak
Benzetilen: arslan
Benzetme Yönü: kuvvet
Benzetme Edatı: gibi
Bu örnekte "Burak", güçlülük yönüyle "arslan"a benzetilmiştir.
Bu kadın tam bir yılan.
Bazı ders kitaplarımız tuğla gibi kalındı
Aşağıdaki dizelerin hangisinde dört öğesi de bulunan bir "teşbih" vardır?
A) Her hatıra bir damla yaş oldukça gözümde
B) Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi
C) Canlandı hayalimde o mazideki yazlar
D) Her gölge bir insan kadar inceydi, derindi
E) Ben böyle değildim, bu deniz böyle değildi
(1995/ÖYS)
Çözüm: B ve D seçeneklerindeki dizelerde "teşbih" (benzetme) var. B'de "deniz", "ejder"e benzetiliyor. Bu benzetmenin iki öğesi var: benzeyen, kendisine benzetilen. D'deki benzetmenin dört öğesi de var.
Benzeyen: gölgeKendisine benzetilen: insanBenzetme yönü: ince ve derinBenzetme edatı: kadar
Dört öğesi de olan böyle teşbihlere "mufassal teşbih" adı verilir. Yanıt =d
Kişileştirme=
İnsan olmayan varlıkları insan gibi algılayarak, insana özgü nitelikleri o varlıklara benzeterek söz söyleme sanatına teşhis (kişileştirme) sanatı denir.
Dizelerde “gül” ve “nergis” kişileştiriliyor.
Bütün kusurumu toprak gizliyor Merhem çalıp yaralarım düzfüyor.
(Aşık Veysel)
Şair “toprak”ı kişileştiriyor.
Şair “toprak”ı kişileştiriyor.
İnsan dışı varlıklara insan kişiliği kazandırılır-sa “teşhis” yapılmış oluyordu. Bu varlıklar bir de konuşturulursa “intak” yapılmış olur.
* Küçük bir çeşmeyim yurdumun Unutulmuş bir dağında Hiç kesilmeyecek suyum Yıldızların aydınlığında Boyuna akar dururum.
Verilen parçada “çeşme” bir insan gibi konuşturuluyor.
Verilen parçada “çeşme” bir insan gibi konuşturuluyor.
(Cahit Külebi)
*"Ben bir ayrıkotuyum
Ne buğday amcam,ne pirinç dayım
Mısırla akraba bile değilim.
Bir yeşermeye göreyim:
Kızmasınlar halim duman
Canıma kastederler yapabilseler bu parçada ayrık otu insan gibi konustulmuştur
Ne buğday amcam,ne pirinç dayım
Mısırla akraba bile değilim.
Bir yeşermeye göreyim:
Kızmasınlar halim duman
Canıma kastederler yapabilseler bu parçada ayrık otu insan gibi konustulmuştur
* "Küçük bir çeşmeyim yurdumun Unutulmuş bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum Yıldızların aydınlığında Boyuna akar dururum."
Verilen parçada "çeşme" insan gibi konuşturuluyor.
Hiç kesilmeyecek suyum Yıldızların aydınlığında Boyuna akar dururum."
Verilen parçada "çeşme" insan gibi konuşturuluyor.
Hüsn-i Talil (Güzel Neden Bulma) : Herhangi bir olayı gerçek edeninin dışında daha güzel ve hayali bir nedene bağlayarak açıklama sanatıdır.
Örnekler:
"Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar"
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar"
Şaire göre ağaçlar, insanların mutlu olmasını, güzel şeyler düşünmesi için yemyeşil olmuştur. Bu ağaçların yeşil olmasının gerçek nedeni değildir. Şair gerçek nedeninin dışında daha güzel ve etkileyici bir neden bulmuştur.
Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına"
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına"
Akıncıların yeni ülkeler fethetme isteklerinin nedeni olarak, şair atlarına yeni bir ülkede yem vermek isteyişlerini gösteriyor. Oysa fetihlerin asıl amacı toprak kazanmaktır.
"Sen yoksun hiçbir şey yok
Güneşin rengi
Ağustosyıldızlarının sıcaklığı
Karanfil kokusu"
Güneşin rengi
Ağustosyıldızlarının sıcaklığı
Karanfil kokusu"
Şair, karanfil kokusunun ağustos yıldızlarının sıcaklığının, güneşin renginin olmayışını gerçekçi bir neden değil de sevdiğinin yok oluşuna bağlıyor